Ailede Kurtarıcı Olarak ‘Banka Kredisi’: Kredi Kullanımının Aile Sistemi Üzerindeki Etkileri

Küresel piyasalar tarafından aşırı tüketimin teşvik edildiği bir dönemde borç yüklenen bir kimse borcun ifasında giderek daha fazla sorunlar yaşamakta, faiz yüküyle bu sorun daha da derinleşmekte ve bu durumun yarattığı stres doğrudan aile ilişkilerine etki etmektedir. Banka ile kurulan borç ilişkisinde kredi geri ödemelerinde yaşanan her aksama aile içinde şiddet, geçimsizlik, boşanma, intihar ve ruh sağlığı problemlerini beraberinde getirmekte ve toplum sağlığı giderek bozulmaktadır. Bu tehlike özellikle orta ve alt gelir gruplarında daha fazla kendini göstermektedir, zira refah seviyesi ve birikmiş sermayesi sınırlı olan bu grupların borç sarmalına girme olasılığı diğer üst gelir gruplarına göre daha yüksektir. Bu çalışma, orta ve alt gelir düzeyine sahip aile bireylerinin içinde bulundukları maddi zorlukları aşma niyetiyle başvurdukları banka kredisinin zamanla aile sistemine olan çok boyutlu etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu anlamda, çalışmada banka kredisi ile ilk temas öncesi ailedeki roller ve aile içi iletişimin sağlığı ile kredi kullanımı sonrası bu rollerin ve ilişkilerin değişimi mukayese edilmektedir. Çalışmada, zorlukları aşma konusunda banka kredisinin kısa vadeli çözümler getirme olanağı yaratmasına rağmen orta ve uzun vadede borçluluğun ve kredi geri ödemesinin yarattığı stres ve potansiyel geri ödeme aksamaları sebebiyle aile sisteminin bu süreçten olumsuz etkilendiği varsayımı, görüşmelerden elde edilen bulgularla mukayese edilmiştir. Araştırmaya katılan örneklem, 24 evli, boşanmış ya da ayrı yaşayan yetişkin bireyden oluşmaktadır. Katılımcıların en az bir defa banka kredisine başvurmuş olmaları, özellikle tüketim, ihtiyaç veya taşıt kredisi başvuruları, dâhil edilme kriteri olarak belirlenmiştir. Yatırım kredileri ise çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur. Veri toplama sürecinde, yarı yapılandırılmış görüşmeler aracılığı ile veriler toplanmıştır. Ses kayıtları deşifre edilerek elde edilen veriler betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Çalışma, 15 farklı kod ve 4 farklı tema ile sonuçları değerlendirmekte ve aktarmaktadır. Verilerin doygunluğa ulaştığı ve yeni verilerin öncekileri tekrar ettiği noktada, veri toplama süreci durdurulmuştur. Bu temalardan elde edilen sonuçlara göre katılımcıların önemli bir bölümünün mevcut borçlarını ödemek veya daha önce çekilmiş kredileri kapatmak için yeni kredilere başvurdukları gözlenmektedir. Katılımcıların pek çoğu için bu durum bir sarmal haline gelmiş ve mevcut borcu kapatmak niyetiyle çekilen bir krediyi kapatmak üzere sürekli yeni başvurulan krediler birbirini takip etmiştir. İkinci temada ortaya çıkan din faktörüne göre faiz yükü ve kredi borcunun zamanında ödenememesi planlanan işin başarısızlığına ve ailenin mali durumunun daha da kötüleşmesine neden olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Bu, katılımcının ifade ettiği "bereketsizlik" kavramını somutlaştırmakta ve hem finansal hem de kişisel refah açısından verimlilik, huzur ve memnuniyetin azaldığı bir duruma yol açmaktadır. Sonraki temada dikkat çeken borç stresinin aile dinamiklerinde ve ilişkilerinde önemli değişikliklere yol açtığı katılımcılar tarafından sıklıkla dile getirilmiştir. Bu bağlamda, eşler arasındaki tartışmalar, çocuklar üzerindeki baskı ve genel aile huzurunda yaşanan kayıp finansal stres ve baskının sonuçları olarak düşünülebilir. Benzer şekilde, dördüncü tema kredi geri ödemesinde borç stresi ile birlikte sosyal ve maddi şartların aile ilişkilerini daha da kötüleştirdiğini açıklamaktadır.

Prof. Dr. Ömer Miraç Yaman
İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü